İzzet Molla, Gülşen-i Aşk’ı henüz yirmi yedi yaşındayken kaleme almıştır. Küçük hacimli bir mesnevi olan eser, tasavvufî ve allegorik bir aşk hikâyesidir. Orijinaldir. Aynı zamanda, yazarın da kahraman olarak bizzat eserin içinde yer almış olmasıyla modern, hatta post-moderndir.
Gülşen-i Aşk, tasavvufî içeriği dolayısıyla Şeyh Gâlib'in Hüsn ü Aşk’ının bir naziresi gibi değerlendirilmiştir. Ancak, bu görüş pek doğru değildir. Olsa olsa, İzzet Molla’nın üstadından ilham aldığı söylenebilir. Çünkü şair, Gülşen-i Aşk’la, eski şiir geleneğinin alışılmış sınırlarını epeyce zorlamış ve aşmış, yepyeni bir eser meydana getirmiştir.
Gülşen-i Aşk, kullandığı yeni anlatım tekniklerinin yanı sıra, kusursuz bütünlüğü, sanat endişesizliği ve sâdeliğiyle de daha sonrakilere, bilhassa, Ziya Paşa, Namık Kemal ve Abdülhâk Hamid gibi şairlere sağlam bir zemin hazırlamıştır.
İzzet Molla, Gülşen-i Aşk’ı henüz yirmi yedi yaşındayken kaleme almıştır. Küçük hacimli bir mesnevi olan eser, tasavvufî ve allegorik bir aşk hikâyesidir. Orijinaldir. Aynı zamanda, yazarın da kahraman olarak bizzat eserin içinde yer almış olmasıyla modern, hatta post-moderndir.
Gülşen-i Aşk, tasavvufî içeriği dolayısıyla Şeyh Gâlib'in Hüsn ü Aşk’ının bir naziresi gibi değerlendirilmiştir. Ancak, bu görüş pek doğru değildir. Olsa olsa, İzzet Molla’nın üstadından ilham aldığı söylenebilir. Çünkü şair, Gülşen-i Aşk’la, eski şiir geleneğinin alışılmış sınırlarını epeyce zorlamış ve aşmış, yepyeni bir eser meydana getirmiştir.
Gülşen-i Aşk, kullandığı yeni anlatım tekniklerinin yanı sıra, kusursuz bütünlüğü, sanat endişesizliği ve sâdeliğiyle de daha sonrakilere, bilhassa, Ziya Paşa, Namık Kemal ve Abdülhâk Hamid gibi şairlere sağlam bir zemin hazırlamıştır.