
1.Dünya Savaşı’nın kaçınılmaz neticesi olarak küllerinden yeniden doğmuş olan Genç Türkiye Cumhuriyeti, “Yurtta Barış Dünyada Barış" dış politika düsturunu uluslararası ilişkilerde
kendine şiar edinmeyi, uluslararası hukuk temelinde rasyonel olarak tercih etmiştir. Paris Barış Konferansı'nda, Wilson prensiplerinin on dördüncü maddesi doğrultusunda kurulma
kararı alınan Cemiyet-i Akvam (Milletler Cemiyeti), savaş sonrası dönemin güç dengesi aracı olarak, kollektif barışın teminini sağlayabilecek uluslararası bir örgüt olarak görülmüştür.
Bu kitapta, yeni kurulan Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin dış politika meselelerinde, Milletler Cemiyeti’nin almış olduğu ilgili tutum ve kararların, Cemiyete üyelik öncesi ve sonrası Türk dış politikasını nasıl etkilediği ortaya konulmaya çalışılmıştır.
Çalışma konusu özne vesaiklerin, neden sonuç ilişkisi bağlamında tarihsel, hukuksal ve kuramsal bir düzleme oturtularak, tarihsel belgeler ışığı altında karşılaştırmalı olarak analizi amaçlanmıştır. Tarihi kaynaklar eşliğinde ele alınıp irdelenmeye çalışılan birçok konu, bugün de mevcut konjonktür gereği önemini halen korumaktadır.
İşte bu kitap, her ne kadar akademik bir çalışmanın kitaplaşmış hali olsa da tüm tarih meraklıları için faydalı bir kaynak olması niyetini de içinde barındırmaktadır.
1.Dünya Savaşı’nın kaçınılmaz neticesi olarak küllerinden yeniden doğmuş olan Genç Türkiye Cumhuriyeti, “Yurtta Barış Dünyada Barış" dış politika düsturunu uluslararası ilişkilerde
kendine şiar edinmeyi, uluslararası hukuk temelinde rasyonel olarak tercih etmiştir. Paris Barış Konferansı'nda, Wilson prensiplerinin on dördüncü maddesi doğrultusunda kurulma
kararı alınan Cemiyet-i Akvam (Milletler Cemiyeti), savaş sonrası dönemin güç dengesi aracı olarak, kollektif barışın teminini sağlayabilecek uluslararası bir örgüt olarak görülmüştür.
Bu kitapta, yeni kurulan Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin dış politika meselelerinde, Milletler Cemiyeti’nin almış olduğu ilgili tutum ve kararların, Cemiyete üyelik öncesi ve sonrası Türk dış politikasını nasıl etkilediği ortaya konulmaya çalışılmıştır.
Çalışma konusu özne vesaiklerin, neden sonuç ilişkisi bağlamında tarihsel, hukuksal ve kuramsal bir düzleme oturtularak, tarihsel belgeler ışığı altında karşılaştırmalı olarak analizi amaçlanmıştır. Tarihi kaynaklar eşliğinde ele alınıp irdelenmeye çalışılan birçok konu, bugün de mevcut konjonktür gereği önemini halen korumaktadır.
İşte bu kitap, her ne kadar akademik bir çalışmanın kitaplaşmış hali olsa da tüm tarih meraklıları için faydalı bir kaynak olması niyetini de içinde barındırmaktadır.