Elinizdeki eser, Yeni Gün/Nevruz üzerine uzun bir süredir yürütülen çalışmanın bilim dünyasına ve topluma sunma arzusunun ürünüdür. Tarihî ve sosyolojik bir bakışla Türk dünyasının Yeni Gün Bayramı geleneği ele alınmaktadır.
Yeni Gün/Nevruz Türk dünyasının ortak bayramıdır. Orta Asya’dan Kazak, Kırgız, Türkmen, Özbek, Tatarlardan Azerbaycan, Anadolu ve Balkan Türklerine kadar tüm Türk toplulukları bu geleneği canlı olarak günümüze kadar taşımışlardır. Nevruz, halkın bir eğlenme, neşelenme günü olduğu kadar eski Türk devletlerinde kamusal olarak önemli bir gündür.
Nevruz, Türk toplum yapısında sadece bir takvim başlangıcı veya yılbaşı olarak görülmez. Ayrıca bir bayram, bir umudun başlangıcı gibi anlamları ihtiva etmektedir.
Osmanlı döneminde Nevruz, çok canlı biçimde kutlanmaktadır. Kayı boyuna mensup Karakeçililerin 21 Mart tarihinde Ertuğrul Gazi’nin türbesi etrafında toplandıklarını ve burada bayram yaptıklarını görüyoruz.
Türkiye’de Nevruz kutlamalarının, I. Dünya Savaşı ve Millî Mücadele’nin olağanüstü şartlarında bile devam ettiğini anlıyoruz. Belgeler değerlendirildiğinde; bu bayramın eski ve köklü bir gelenek olarak kutlandığı, kutlamalara askerî ve mülki erkân ile okulların ve halkın iştirak ettiği, 22 Mart’ın “Bahar ve Ergenekon Bayramı” olarak algılandığı, kutlamaların bir bayram coşkusu ve eğlence formu niteliği taşıdığı ortaya çıkmaktadır.
Elinizdeki eser, Yeni Gün/Nevruz üzerine uzun bir süredir yürütülen çalışmanın bilim dünyasına ve topluma sunma arzusunun ürünüdür. Tarihî ve sosyolojik bir bakışla Türk dünyasının Yeni Gün Bayramı geleneği ele alınmaktadır.
Yeni Gün/Nevruz Türk dünyasının ortak bayramıdır. Orta Asya’dan Kazak, Kırgız, Türkmen, Özbek, Tatarlardan Azerbaycan, Anadolu ve Balkan Türklerine kadar tüm Türk toplulukları bu geleneği canlı olarak günümüze kadar taşımışlardır. Nevruz, halkın bir eğlenme, neşelenme günü olduğu kadar eski Türk devletlerinde kamusal olarak önemli bir gündür.
Nevruz, Türk toplum yapısında sadece bir takvim başlangıcı veya yılbaşı olarak görülmez. Ayrıca bir bayram, bir umudun başlangıcı gibi anlamları ihtiva etmektedir.
Osmanlı döneminde Nevruz, çok canlı biçimde kutlanmaktadır. Kayı boyuna mensup Karakeçililerin 21 Mart tarihinde Ertuğrul Gazi’nin türbesi etrafında toplandıklarını ve burada bayram yaptıklarını görüyoruz.
Türkiye’de Nevruz kutlamalarının, I. Dünya Savaşı ve Millî Mücadele’nin olağanüstü şartlarında bile devam ettiğini anlıyoruz. Belgeler değerlendirildiğinde; bu bayramın eski ve köklü bir gelenek olarak kutlandığı, kutlamalara askerî ve mülki erkân ile okulların ve halkın iştirak ettiği, 22 Mart’ın “Bahar ve Ergenekon Bayramı” olarak algılandığı, kutlamaların bir bayram coşkusu ve eğlence formu niteliği taşıdığı ortaya çıkmaktadır.