Siyasî ve kültürel anlamda bir devleti var eden, onu devlet yapan ve karşısındakine iyi şekilde tanıtan en önemli özelliklerden biri diplomatik münasebetlerdir. Taraflar arasında bu ilişkiyi sağlayan önemli unsurlardan birisi ise elçilik ilişkisidir.
Biz bu araştırmamızda İslâmiyet öncesi ve sonrası Türk tarihi içinde bir köprü görevi gören Selçuklu Hanedanlığı’nın bir kolu olan ve XI. yüzyılın sonları ile XIV. yüzyılın başlarında Küçük Asya (Anadolu) yani bugün üzerinde yaşadığımız coğrafyada hüküm süren Türkiye Selçuklu Devleti’nin elçiler vasıtasıyla kimlerle, hangi maksat ve şartlarda diplomatik temaslarda bulunduğunu saptamaya çalıştık. Böylece Türk tarihindeki diplomatik, kültürel ve siyasî teşkilatlanmanın devamlılığını dönemin kaynaklarının el verdiği ölçüde sergilemek ve bu konudaki bir boşluğu doldurmak istedik.
Siyasî ve kültürel anlamda bir devleti var eden, onu devlet yapan ve karşısındakine iyi şekilde tanıtan en önemli özelliklerden biri diplomatik münasebetlerdir. Taraflar arasında bu ilişkiyi sağlayan önemli unsurlardan birisi ise elçilik ilişkisidir.
Biz bu araştırmamızda İslâmiyet öncesi ve sonrası Türk tarihi içinde bir köprü görevi gören Selçuklu Hanedanlığı’nın bir kolu olan ve XI. yüzyılın sonları ile XIV. yüzyılın başlarında Küçük Asya (Anadolu) yani bugün üzerinde yaşadığımız coğrafyada hüküm süren Türkiye Selçuklu Devleti’nin elçiler vasıtasıyla kimlerle, hangi maksat ve şartlarda diplomatik temaslarda bulunduğunu saptamaya çalıştık. Böylece Türk tarihindeki diplomatik, kültürel ve siyasî teşkilatlanmanın devamlılığını dönemin kaynaklarının el verdiği ölçüde sergilemek ve bu konudaki bir boşluğu doldurmak istedik.